Emlak | Konular | Kitaplar

Eurohypo en çok parayı Türkiye'de kazanacak

Avrupa'nın önde gelen gayrimenkul yatırım bankalarından Eurohypo, riskli bulduğu için uzun süre uzak durduğu Türkiye'ye girdikten kısa bir süre sonra büyük başarı yakalayınca, iş yapma stratejisini değiştirdi. Eurohypo, mortgage dahil Türkiye'de mali piyasaların işleyişine ilişkin yasal düzenlemelerin eksikliğine karşın Türkiye'yi önümüzdeki 10 yıl içinde en çok kazanç sağlayacağı ülke olarak belirledi. Almanya'nın en büyük mali gruplarından Commerzbank'ın bünyesinde bulunan Eurohypo'nun Güney ve Orta Avrupa Başkanı Hartwig Glatzki, Türkiye gayrimenkul sektörünün cazibesinin kendilerini bu ülkede bir temsilcilik açmaya yönelttiğini belirterek "İspanya'da 6 yılda elde ettiğimiz işlem hacmini, Türkiye'de bir yılda gerçekleştirdik" dedi.
Frankfurt'ta düzenlenen bilgilendirme toplantısında Türk pazarının kendileri için büyük önem taşıdığının altını çizen Glatzki, "İki yıl önce Türkiye'ye girmek için ayrıntılı olarak araştırdık. Bu ülkeye gelmeden önce düşüncelerimiz farklıydı. Geldiğimizde çağdaş, uzlaşmacı bir Türkiye görünce çok şaşırdık. 10 yıl içinde Türkiye çok daha farklı, hızlı gelişen bir ülke olacak" diye konuştu. İpoteğe dayalı finansmanı 1990'dan 1996'ya kadar ilk olarak İspanya'da uyguladıklarını ve 6 yılda yaklaşık 550 milyon euroluk bir kredi porütföyü gerçekleştirdiklerini ifade eden Glatzki, "Türkiye'de ise bunu 564 milyon euro ile bir yılda yakaladık. 5 yılda en az 3 milyar euroya ulaşabileceğimizi düşünüyorum" dedi.



Önce Türk işçileri geldi şimdi biz oraya gidiyoruz



Riske karşılık gelişmekte olan ülkelerde kârlılığın büyük olduğunun altını çizen Glatzki, "Biz büyük alışveriş merkezlerine, ofis binalarına, şehir otellerine, lojistik firmalarına ve yerel yönetimlerin alt ve üst yapı hizmetlerine kredi veriyoruz" dedi. "Meksika, Brezilya, Rusya ve Türkiye durdurulamaz bir dinamizm içinde. Önce Almanya'ya Türk işçileri geldi, şimdi biz Türkiye'ye gidiyoruz" diyen Glatzki, şu anda gündemlerinde, banka almak veya bir bankaya ortak olma anlayışının bulunmadığını da söyledi. Türkiye'ye de bir temsilcilik açmadan önce pazarı ayrıntılı olarak incelediklerini belirten Glatzki, şu anda temsilcilik olarak devam eden faaliyetlerin, ulaşılan büyüklüğe göre gerektiğinde şubeleşerek sürdürebileceklerini kaydetti.



Yirmi yıl sonra Türk-Yunan kavgası unutulur



Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 2005 yılında başlayan müzakere sürecinin ilerlediğini ancak insanların beklentilerinin çok yüksek olduğunu söyleyen Glatzki, "Bu yoldan dönüş yok. Her şey sorunsuz ilerlesin isteniyor. Problemler çıktığında panik olmayın, sakin olun. Yol, zor bir yol. Türkiye'deki olumlu gelişmeleri artık hiç bir şey değiştiremez. Küreselleşmeden geri dönemezsiniz" dedi. AB'ye 20 yıl sonra üye olmanın bugünkü kadar büyük avantajlar sağlamayabileceğini de kaydeden Glatzki, "20 yıl önce kimse bugün olanları öngöremezdi. Şimdi Kıbrıs büyük bir sorun olarak ortada görünebilir. Ama aslında büyük problem o değil. Bundan 20 yıl sonra her bir Türk ve Yunanlı, neden kavga ettiğini düşünüp hayıflanacak" diye konuştu.



Yatırım Türkiye'ye kayacak



Eurohypo Sermaye Piyasası Borçlanma Ana Bölüm Genel Başkanı Dr. Peter Knopp ise bankanın gayrimenkul piyasası ile sermaye piyasaları arasında bir köprü görevi gördüğünü belirterek, "Müşterilerimize uzun vadeli ve yüksek finansman olanakları sağlamak istiyoruz. Bu nedenle sermaye piyasası araçları ile kendimizi yeniden finanse ediyoruz. Biz klasik gayrimenkul bankaları ile Merill Lynch, Morgan Stanley, Goldman Sachs gibi yatırım bankalarının arasında bir noktaya konumlandık" açıklamasında bulundu. Dr. Knopp, bankanın işlem hacminin yüzde 64'ünü Almanya dışından sağlandığını anlatarak şöyle devam etti: "Dünya gayrimenkul pazarının büyüklüğü geçen yıl 600 milyar euro düzeyine ulaştı. Pazar 3 yılda 3 kat büyüdü. Bizim Türkiye'de yaptığımız işlere bu ülkede hiç işlem yapmamış Alman yatırımcılar da katıldı. Gayrimenkul pazarı likit bir yatırım aracı oldu. Avrupa'da gelişme devam edecek ve Türkiye'ye de kayacak."



Aralarında Çin, Yunanistan ve İsrail'in de bulunduğu altı ülkenin sorumluluğunu üstlenen Eurohypo Güney Avrupa Risk Yönetimi Bölüm Başkanı Norbert Schübeler de merkezi olmayan bir risk yönetim politikası izlediklerini ifade ederek, Türk piyasasındaki gelişmeyi çok olumlu bulduklarını, piyasanın belli ürünlerde çok iyi olduğunu kaydederek "Bu tür yatırımlar için şu anda İstanbul ve Ankara'da yoğunlaşmış durumdayız. Önümüzdeki dönemde başta İzmir olmak üzere başka illere de gideceğiz" dedi.



Kamu Finansmanı Ana Bölüm Başkanı Jürgen Eden ise 110 milyar euroya ulaşan kamu finansman kredilerinde son iki yıldır Almanya dışındaki ülkelerin payının arttığını söyledi.



Özkaynak kârlılığı cezbediyor



Halen en yüksek özkaynak kârlılığı sağladıkları iki ülkenin Rusya ve Türkiye olduğunu belirten Hartwig Glatzki, "Bu iki ülkede yüzde 15'ten fazla özkaynak kârlılığı yakaladık. Almanya'da bu oran yüzde 10'dan az" dedi. Gayrimenkul sektörünün son 15 yıldır likit bir piyasa haline geldiğine dikkat çeken Glatzki, geçen 10 yılda İngiltere, ABD, İspanya ve Fransa'ya yapılan yatırımların artık gelişmekte olan piyasalara kaydığını ifade etti. Glatzki, "Türkiye dahil gelişmekte olan ülkeler gayrimenkul sektöründe en büyük kâr getiren ülkeler olacak. 10 yıl içinde Türkiye ana ülkelerden biri, en büyük kazanç sağladığımız yer olacak" diye konuştu.



İspanya modeli değil, iş modeli



Almanya'nın üç büyük bankası, Commerzbank, Deutsche Bank ve Dresdner Bank'ın gayrimenkul bankalarını birleştirmeleri ile doğan ve daha sonra hisselerinin yüzde 98'i Commerzbank'a geçen Eurohypo'nun merkezinde, Türkiye'nin sorumluluğunu İspanyol Fernando Salazar Lacalle, yürütüyor. Türkiye'de geçen yıl turizmde İspanya modeli tartışılmıştı. Bu da akıllara Türkiye'de gayrimenkul finansmanında da İspanya modelinin mi uygulanacağı sorusunu getiriyor. Ancak Eurohypo yetkilileri bunun İspanya değil iş modeli olduğunu belirterek, "Türkiye'ye yönelik olarak özel bir model çalışması söz konusu değil" cevabını verdi.


Kaynak : Referans


Konular